PRATÝK BÝLGÝLER

» Amortisman Sýnýrý
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranlarý
» Fatura Düzenleme Sýnýrý
» Deðer Artýþ Kazançlarý Ýstisna Tutarlarý
» Kýdem Tazminatý Tavaný
» Usulsüzlük Cezalarýna Ait Cetvel
» Yýllýk Ücretli Ýzinler

MUH. STANDARTLARI

Ülke içinde kullanýlan muhasebe standartlarýný uluslararasý standartlarla bütünleþtirebilmek için 1995 yýlýndan bu yana 43 uluslararasý muhasebe standardý Türkiye’ye ...

T.C. RESMÝ GAZETE

BASEL

KOBÝ Tanýmlarý

Hazine Müsteþarlýðý'nýn verilerine göre; imalat sanayinde faaliyette bulunan ve yasal defter kayýtlarýnda, arsa ve bina hariç, makine ve teçhizat, tesis, taþýt araç ve gereçleri, demirbaþlar vb. toplamýnýn net tutarý 400.000 YTL'yi aþmayan;

• 1-9 iþçi çalýþtýran iþletmeler çok küçük ölçekli,

• 10-49 iþçi çalýþtýran iþletmeler küçük ölçekli,

• 50-250 iþçi çalýþtýran iþletmeler orta ölçekli iþletmeler olarak tanýmlanýyor.

• En fazla 400.000 YTL tutarýnda sabit yatýrým harcamasý yapan iþletmelerin tüm yatýrýmlarý KOBÝ kapsamýnda deðerlendiriliyor.

Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý tanýmýna göre, imalat sanayinde faaliyet gösteren,1-200 iþçi çalýþtýran, gerçek usulde defter tutan, arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarý bilânço net deðeri itibariyle 2 milyon ABD dolarý karþýlýðý YTL'yi aþmayan iþletmeler, KOBÝ olarak tanýmlanýyor.
 

KOBÝ'lerin Türkiye Ekonomisindeki Gücü

Küçük ve Orta Boy Ýþletmeler (KOBÝ) 'dünya ekonomisinin dinamosu' olarak tanýmlanýyor. Bunun en önemli nedeni, deðiþime büyük iþletmelere göre çok daha hýzlý adapte olabilmeleri, daha az yatýrýmla daha çok üretim, ürün çeþitliliði ve istihdam yaratmalarý. Yapýlarý itibariyle ekonomik dalgalanmalardan daha az etkileniyor, talep deðiþiklikleri ve çeþitliliðine daha kolay uyum gösterebiliyorlar. Teknolojik yeniliklere daha yatkýnlar; bölgelerarasý kalkýnmanýn dengeli bir yapýda sürmesini saðlýyorlar. Gelir daðýlýmýndaki çarpýklýklarý asgariye indirirken, ferdi tasarruflarý teþvik ediyor, yönlendiriyor ve hareketlendiriyorlar.

Bunun yanýnda, büyük sanayi iþletmelerinin vazgeçilmez destekleyicisi ve tamamlayýcýsý olarak rol alýyorlar. KOBÝ'ler, politik ve sosyal sistemlerin de denge ve istikrar unsuru. Demokratik toplumun ve liberal ekonominin temel taþlarýndan biri.

Dünya ekonomisinden verilecek bazý rakamlarla, tüm bu saptamalarýn rasyonelliðini gözler önüne sermek mümkün; KOBÝ'lerin ABD ekonomisinde üretim payý yüzde 36.2, Almanya'da 49, Japonya'da 52, Fransa'da 54. Yatýrýmlardaki oranlara baktýðýmýz zaman, ABD'de yüzde 38, Almanya'da 44, Japonya'da 38 olarak görüyoruz. Türkiye'deki iþletmelerin yüzde 99,5'i, istihdamýn yüzde 64'ü, yaratýlan katma deðerin yüzde 36'sý KOBÝ'lere ait. Kýsacasý KOBÝ'ler, küresel dünyanýn güçlü ekonomileri arasýnda yer almak için çalýþan Türkiye'nin en önemli gücü…


Basel II Standartlarýna Göre KOBÝ Olma Þartlarý

Ülkemizde þimdiye kadar yapýlan KOBÝ tanýmlarýndan farklý olarak, Basel II'de, sermaye yeterliliðini belirlemek için kullanýlan ‘standart yöntemde’ KOBÝ sýnýfýnýn sýnýrlarý, firmalarýn yýllýk toplam satýþ cirolarýna göre belirlenmeye baþlanacak. KOBÝ; toplam cirosu 50 milyon euro'yu geçmeyen firmalar olarak tanýmlanýyor.

Bu KOBÝ tanýmýna baðlý olarak, 'perakende-kurumsal' ayrýmý ortaya çýkýyor. Yýllýk cirosu 50 milyon euro veya daha az olan bir iþletme, bir bankadan 1 milyon euro'nun üzerinde kredi kullanýrsa, o bankada “Kurumsal KOBݔ olarak, diðer bir bankadan da 1 milyon Euro'nun altýnda kredi kullanýrsa o bankada da “Perakende KOBÝ' olarak dikkate alýnacak ve farklý risk aðýrlýklarýna tabi tutulacak. Deðerlendirmede kullanýlacak risk aðýrlýklarý da bu 2 bankanýn sermaye yeterliliði için kullandýðý yönteme göre farklýlýk arz edecek.

KOBÝ'nin kredilerinin toplam 1 milyon euro'yu geçmesi halinde, kurumsal portföy içerisinde deðerlendirilerek, kendisine dýþ derecelendirme kuruluþlarý tarafýndan verilen derecelendirme (rating) esas alýnacak. Derecelendirme sistemi nedeniyle de, artan kredi maliyetlerine maruz kalabilecek. Bu durum, özellikle yüksek tutarlý kredi kullanan firmalarý etkileyebilir.

Derecelendirilmemiþ kurumsal firmalarýn risk aðýrlýðý ise yüzde 100 olarak alýnacak. Türkiye'de firmalarýmýzýn büyük çoðunluðunun dýþsal derecelendirme notu yok. Dolayýsýyla üst denetçi mercii, bankalara portföylerindeki firmalarýn kredi notlarýna bakmaksýzýn, tamamý için yüzde 100 risk aðýrlýðý kullanma izni verebilir. Bu durumda, bankalarýn kredi notu olan firmalar için kredi notu, derecelendirilmemiþ firmalar içinse yüzde 100 risk aðýrlýðý uygulama yoluna gitmeleri gerekecek.

Öte yandan, BDDK'nýn gözetiminin ve perakende portföyde yer alan firmalarýn geçmiþteki temerrüt durumlarýnýn incelenerek, bu firmalara uygulanan standart risk aðýrlýðýnýn artýrýlabileceði de unutulmamalý. Ayrýca Basel II'de bankalarýn içsel derecelendirme yöntemini kullanmaya teþvik edildikleri ve geçiþ aþamasýndan sonra bu yöntemin kullanýlmasýnýn daha hassas risk ölçümüne olanak tanýyacaðý gerçeði de göz ardý edilmemeli. Bunlara ilave olarak, zamanla bankalardan kredi kullanan firmalarla ilgili bazý bilgiler Kredi Kayýt Bürosu sistemi içinde yer alacak. Bilgilerin bankalarca paylaþýldýðý bu sistemde, firmalarýn kullandýklarý krediler yakýndan takip edilebilecek.

Kurumsal portföyde deðerlendirilen ve dýþsal derecelendirme notuna sahip olmadýðý için yüzde 100 risk aðýrlýðýna tabi olacak olan bir firmanýn risk aðýrlýðý, ülke risk aðýrlýðýndan daha iyi olamayacak. Eðer firmanýn rating notu varsa, ülke risk aðýrlýðýndan daha iyi bir dereceye sahip olabilir. Bununla birlikte Basel II'ye uyumla firmalarýn dýþsal derecelendirmeye tabi tutulmalarý ve þeffaflaþmalarý, AB'ye üyelik sürecinde yabancý sermaye giriþinin ülkemizin yurtdýþý borçlanma maliyetini de düþürmesiyle, ülke notumuz iyileþecek ve risk aðýrlýðý yüzde 100'ün altýna (yüzde 50, yüzde 75 seviyelerine) inebilecek. Firmalara uygulanacak risk aðýrlýðý da bu seviyelere indiðinde, bankalar daha az sermaye tutacaklar. Kredi faiz oranlarýnda ciddi düþüþler olabilecek ve bu da kredi kullanan firmalara büyük avantajlar saðlayabilecek.

Ýþte bu nedenlerle, Basel II'ye uyum sürecinde yapmasý gerekenleri planlayýp hazýrlayan firmalar, yakýn gelecekte çok önemli avantajlar saðlayabilecekler.
 

KOBÝ'lerin Derecelendirilmesi Ve Derecelendirme Notunun Etkisi

BASEL II'de, verilen kredinin, kime verildiðinin riskinin ölçülmesinde kullanýlan kriter, firmanýn derecelendirme notudur. Firmanýn finansal (bilanço, gelir tablosu gibi finansal verilerinin deðerlendirilmesi) ve niteliksel (yönetici ve ortaklarýn geçmiþi, ithalat-ihracat, pazar payý vb.) faktörlerinin deðerlendirilmesi sonucu oluþan derecelendirme notu, bu firmaya verilecek kredinin taþýyacaðý riski gösteriyor. Bu iþlemin sonucu bankanýn tutmasý gereken sermayenin belirlenmesinde girdi olarak kullanýlýr. Yani kredi verilen firmanýn derecelendirme notu düþtükçe banka hem daha çok risk alacak, hem karþýlýk olarak daha çok sermaye tutacak ve daha çok kaynaðýný getiriden mahrum býrakacak.

Bir rating sistemi kullanýlmasýndaki amaç, firmanýn taþýdýðý riskleri ölçmektir. Bu amaç doðrultusunda firmalarýn rating’lerinin 'güncel' olmasý çok önemlidir. Yani bankalar, belli dönemlerde firmalarýn derecelendirme notlarýný güncelliyor olacaklar. Bu kapsamda, firmalardan bilgiler talep edilecek. Bugün öngörüldüðü haliyle, ratinglerin yýlda en az 1 kez güncellenmesi uygun görülüyor.

Firmalarýn risklilik seviyesinin ölçümünde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, Basel II kapsamýndaki Standart Yöntem'de 'Perakende' sýnýfýna giren firmalar için standart bir risk aðýrlýðý uygulanacak (yüzde 75).
 

KOBÝ'lerin Neler Yapmasý Gerek?

Önümüzdeki dönemde finans sektörünün saðlýklý risk ölçümüne aðýrlýk veren ve bu ölçümlerin sonuçlarýna göre fiyatlama yapan bir yapýya kavuþmasý kaçýnýlmaz. Dýþ kaynak ihtiyacýnýn en üst seviyede olduðu KOBÝ'ler de doðal olarak bu deðiþime ayak uydurmak zorunda kalacak.

ürkiye'deki reel sektörün yüzde 95'ini oluþturan KOBÝ'ler, büyümenin lokomotifi konumunda. Diðer taraftan kýrýlgan yapýlarý, geliþmiþ ülkelerdeki örneklerinin aksine, bu büyümenin saðlam temellere oturmasýný engelliyor, dönem dönem GSMH'da büyük iniþ ve çýkýþlarýn oluþmasýna neden oluyor.

Türkiye'de 2003 yýlýnda kayýt dýþýlýðýn yüzde 66'lara kadar yükseldiði görülüyor. Bu oran, risklerin yarýsýnýn kayýt dýþýnda kalmasý ve bankalarýn bunlarý ölçememesi olarak ifade edilebilir. Yasal otoritelerin de önemle üzerinde durduðu risk odaklý bir finansal sektör yapýlanmasýnda, bankalar doðal olarak ölçemedikleri iþletmelere ait bu riskleri almak istemeyecek veya yüksek fiyatlarla alacaklardýr.

Neticede finansal sektördeki sermayenin azlýðý, yüksek fiyatla alýnan bu risklerin dahi kýsýtlý olmasýna neden olacak. Kayýt dýþýlýðýn bu kadar büyük olmasý, aldýðý riskleri iyi ölçemeyen finansal þirketlerin korumacý bir yapý ile hareket etmesine ve fiyatlamada bir emniyet marjý býrakmasýna neden oluyor. Önümüzdeki dönemde riske odaklanmanýn, yasal otoritenin zorlayýcý tedbirlerinin de etkisiyle artacaðý kaçýnýlmaz bir gerçek.

Ülkemizde risk odaklý yaklaþým hýzla kabul görürken, bu anlamda bir çözüm ancak bilinçlenme ile saðlanabilir. Bu þeffaflýk ve kayýt düzenindeki bilinçlenmenin, ekonomideki büyüklükleri de göz önüne alýndýðýnda, KOBÝ'lerden baþlamasý gereðini ortaya koyuyor. KOBÝ'ler hem fiyatlama avantajlarýndan yararlanabilmek, hem de banka kaynaklý fonlar bulabilmek için, kayýt düzenlerini geliþtirerek, iþletme faaliyetlerini kayýt içine almak, bu kayýtlarý da eksiksiz bir þekilde bankalarla paylaþmak durumunda kalacak.

Benzer uygulama ve farklý ülke deneyimlerinden de görülebileceði gibi, KOBÝ'lerin bu süreçte yapacaðý tüm bu yatýrýmlarýn belli bir maliyeti var ve bu yatýrýmlar ancak uzun bir dönem içinde gerçekleþtirilebilir. Dolayýsýyla gerekli yatýrýmlara zamanýnda baþlamayan KOBÝ'ler bu yatýrýmlar için gerekli kaynaklarý bulmakta zorlanabilir ve kaynak bulmak konusunda içinden çýkýlmaz bir kýsýr döngüye girebilirler. Firmalar kayýt düzenlerini gözden geçirerek düzenli bir yapýya kavuþturmalý ve þeffaflýk saðlamalýdýrlar.

Hazýrlýk Ýçin Neler Yapmak Gerekiyor?

> Esas faaliyet konularýnda çalýþýlmalý,

> Sermaye yapýsý saðlamlaþtýrýlmalý,

> Kayýt dýþý iþlemler kayýt içine alýnmalý,

> Uluslararasý standartta, þeffaf mali tablolar hazýrlanmalý,

> Bu doðrultuda da raporlama ve veri tabaný konularýnda gerekli teknoloji yatýrýmlarý yapýlmalý,

> Özellikle finansman ve muhasebe konusunda uzman insan kaynaðýna yatýrým yapýlmalý,

> ‘Kurumsal yönetim’ kültürü, en üst düzey yöneticilerden tüm kurum çalýþanlarýna kadar yaygýnlaþtýrýlmalý,

> BASEL II ile meydana gelecek deðiþikliklerin KOBÝ'lere yönelik etkilerinin farkýnda olunmalý ve bu doðrultuda da aksiyon alýnmalý.
 

KOBÝ'lerin Karþýlaþabilecekleri Zorluklar Neler?

Basel II'nin getirdiði düzenlemelerin 2007 yýlýnda yürürlüðe girmesi planlandýðýndan, KOBÝ'ler deðiþim amacýyla yatýrým yapmaya baþlamak için mutabakatýn tamamlanmasýný beklememeli. Bunun yerine, nerede eksiklikleri bulunduðunu analiz etmeli ve kritik iþ planlarýný hazýrlamalarý gerek. Sözkonusu hazýrlýk sürecinde, KOBÝ'lerin karþýlaþabilecekleri sorunlar ise þöyle sýralanýyor:

Finansman: KOBÝ'ler faaliyetlerini öncelikli olarak özkaynaklarýyla finanse ediyor, yeterli olmadýðý noktada ticari bankalarý kullanýyorlar. Diðer finansman araçlarý ise, göreceli olarak daha az tercih ediliyor. KOBÝ'ler iþletme faaliyetleri sýrasýnda en çok finansman sorunlarýyla karþýlaþýyor. Bu sorunlarýn temelinde KOBÝ'lerin özsermaye yapýlarýnýn zayýflýðý yatýyor. Baðýmsýz derecelendirme kuruluþlarý ile bankalar tarafýndan derecelendirmeye tabi tutulacak olan KOBÝ'lerin deðerlendirilecek olan özelliklerinin baþýnda, sahip olduklarý iþletme sermayesi var. Güçlü sermaye yapýsýna sahip KOBÝ'lere verilen kredilerin maliyetleri, diðer KOBÝ'lere verilen kredilerle karþýlaþtýrýldýðýnda daha düþük olacak. Bu yapý, doðal olarak güçlü sermayeli KOBÝ'lere avantaj saðlayacak.

Yaþanan sermaye sorunlarýyla birlikte, KOBÝ'lerin yöneticilerinin finansman bilgilerinin yeterli olmamasý ve bu konuda yetiþmiþ eleman istihdam edilmemesi de sorunu derinleþtiriyor. KOBÝ'lerin hemen hepsinde sahip yöneticiler teknik kökenli olduðundan, finansman ve muhasebe konusunda çok az bilgiye sahipler.

Þeffaflýk: Basel II'nin getirdiði yeniliklerin baþýnda þeffaflýk geliyor. Þeffaflýk bankalar ve KOBÝ'ler arasýnda saðlýklý bir iþbirliðinin gerçekleþmesi için ön þart olarak görülüyor.

Þeffaflýk, gerek KOBݒlerin, gerekse kurumsal firmalarýn, saðlýklý bir derecelendirme ve dolayýsýyla verimli bir kredi süreci yaþayabilmesi için finansal ve niteliksel bilgilerden oluþan gerekli tüm bilgilerini, bankalara ve baðýmsýz derecelendirme kuruluþlarýna, zamanýnda, güvenilir ve yeterli bir þekilde sunmasýný öngörüyor.

KOBÝ'lerimizin zaman zaman farklý merciler için farklý mali raporlar (bilânço, gelir-gider tablolarý vb.) üretmeleri sözkonusu. KOBÝ bilânçolarýnýn kredilendirmeye uygun olmamasý (negatif sermaye, bilânçodaki zarar), kayýt dýþý iþlemlerin bulunmasý, derecelendirme aþamasýnda yaþanacak zorluklarýn baþýnda geliyor. Ýyi yönetilen, iyi finanse edilmiþ ve gerekli tüm bilgileri zamanýnda ve yeterli bir þekilde sunabilen KOBÝ'ler, potansiyel olarak en iyi dereceyi alarak, en iyi þartlarda kredilendirilme imkânýna sahip olacaklar. KOBÝ'ler þeffaflýðý artýrmak için daha fazla finansal bilgi ile daha kapsamlý niteliksel bilgilerini bankalara sunabilmeli.

Risk bazlý fiyatlama ve teminatlandýrma: Basel II uygulamalarýyla birlikte, bankalarýn maruz olduklarý riskleri daha iyi ölçmeleri bekleniyor. Bunun için, bankalarýn risk bazlý fiyatlamayý da hayata geçirecekleri öngörülüyor. Risk bazlý fiyatlama, bankanýn daha çok risk aldýðý ürünlerde ve düþük dereceli müþterilerde daha yüksek fiyatlama yapmasý olarak yorumlanabilir. Kredinin türü, vadesi, tutarý da risk bazlý fiyatlamayý etkileyen diðer unsurlar olarak karþýmýza çýkýyor. Risk bazlý fiyatlamada zorlayýcý bir diðer unsur da, kullandýrýlacak krediler için firmalarýn verecekleri teminatlar.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

> Finansman: KOBÝ'lerin özkaynak yapýlarýnýn zayýflýðý (iþletme sermayesinin önemi),

> Þeffaflýk: Mali tablolarýn yeknesaklýðý, kredilendirmeye uygun olmamasý (negatif sermaye, zarar), kayýt dýþý iþlemlerin bulunmasý,

> Risk odaklý fiyatlama: Hem kredi kullananýn, hem de kredi iþleminin riskliliði nedeniyle bankanýn risk odaklý kredi fiyatlamasý yapmasý,

> Teminatlar: Piyasa aðýrlýklý olarak kullanýlan teminatlar yerine, BASEL II (standart yaklaþým) çerçevesinde uygun bulunan teminatlar (Halihazýrdaki gerçek müþteri çek ve senetleri ile ortak ve grup þirketi kefaletleri BASEL II çerçevesinde teminat kapsamýna alýnmadý).
 

Basel II'ye Geçiþ Sürecinde KOBÝ'lere Öneriler

Türkiye ekonomisinde önemli yer tutan KOBÝ'ler AB'ye giriþ ve Basel II sürecinde, uluslararasý rekabete hazýr olmak zorundalar. Küçüklüklerinin kendilerine saðladýðý esneklik ve uyum kabiliyetini en iyi þekilde deðerlendirerek rekabet avantajý saðlayabilen iþletmeler varlýklarýný geliþerek sürdürebilecek, bunu saðlayamayan iþletmeler ise, gittikçe büyüyen sorunlarla baþetmek zorunda kalacaklar.

Basel II ile birlikte, bankalar kredi tahsis etmeden önce þirketlerin finansal performansý kadar yönetiþim performansýyla da ilgilenecekler. Baðýmsýz derecelendirme kuruluþlarý ve bankalardan finansal performanslarý ve yönetiþim performanslarý yüksek olan KOBÝ'ler, daha iyi derecelendirme notlarý alarak daha düþük maliyetli kredi imkânýna sahip olacaklar.

Kurumsal yönetiþim kalitesi yükseldikçe, finansman imkâný ve likidite artýyor, sermaye maliyeti düþüyor. Dolayýsýyla iyi yönetilen þirketler krizlerde sermaye piyasasýndan dýþlanmadan, krizleri daha kolay atlatabilecekler.

Sözkonusu kurumsal yönetiþimin temel kurallarý arasýnda yer alan kavramlar, KOBÝ'lerin Basel II çerçevesinde öngörülen geliþimi ile paralellik taþýyor.

Kaynak: KobiFinans